+90 539 342 6363
 
   

  Elif Çiğdem ŞAHİN



Elif Çiğdem ŞAHİN   -   guneslibiryer@hotmail.com
02.09.2024   -   38 defa okundu..
Koltuğunuza Sıkı Tutunun: Uçuşa Geçiyoruz ..
Paylaş
  Yıllar önce bir erkek arkadaşım bana şöyle demişti sitem ederek : 'Hiç kimse sana sahip olamaz, sen bile sana sahip değilsin!' Aynı zamanda bir suçlamaydı. 





  Doğruydu. Bu suçlamadan gocunmadım. İthamını iltifat olarak kabul ettim. 

İnsanlara sahip olamazsın. Şeylere de. Kendime sahip olmayacak kadar ileri gittiysem bu ancak iyi birşey olabilirdi. 





Öte yandan kendisi evliydi. Bu durumda zaten bir kadına sahipti. Bir kadın da ona... Konuya bir oyunmuş gibi bakıyorlardı. Oyunun ilk kuralı sahip olmaktı ve birden fazla insana sahip olabilirdiniz. Tek kural ihlali sahip olmayı reddetmekti. Öyle. 





   Distopya sahiplikle başlar. Bütün distopyaların nirengi noktası insanların insanlara, insanların şeylere, şeylerin de insanlara sahip olmasından ibaret. 





  Bütün ihtimaller birine sahip olmak, birşeylere sahip olmak, birinin birşeyi olmak ya da sahip olduğun birşeyin kölesi olmak arasında dağıtılmış. 





  Zamanla sahip olduğun kişinin ya da şeyin kölesi olursun. Bu adil bir intikam alma şekli sanki. 

    

    Malların serbest dolaşımına aykırı değil mi bu, kapitalizmin net çelişkisi. Hiçbir 'mal' aslında serbest dolaşamaz tanımı gereği. Toplum ahlâkî kendi haline bırakıldığında güçlü olan güçsüz olana sahip olup durur, güçsüz olan, eğer hayatta kalırsa zaman içinde güçlü olanın bütün güçsüzlüklerini tespit edip, oralardan yürür ve birgün sahiplik ilişkisini tersine çevirir. Aptal güçlü narsisizminin körleştirmesiyle başına geleni anlamaz bile. Birden 'malının' kölesi olur. 





Aksi halde sistem yürümezdi. 





   Hiç kimse sonsuza kadar köle kalmaz. Hiçbir şey de. Birgün mutlaka sahibinin efendisi olacaktır. Eğer hayatta kalırsa. Arada yüz binlerce, milyonlarcası telef olacaktır. Küçük çocuklar, naif kadınlar..  Hayatta kalanlar ve şeyler eninde sonunda efendisinin efendisi olacaktır. 





  Sistem bu. 

  

  Sahip olmak köleliktir çünkü. Ve bu son, dediğim gibi adildir sahip olan açısından. Kurbanlar her zaman cellada dönüşür. Eğer hayatta kalırlarsa... 





   Arada onlarca, yüzlerce, milyonlara üretim  zararı olur. Ama önemli değil. Herkes ve herşey sistem içinde kalsa sistem zaten arıza verecekti. Bu iş kurbansız yürümez. İsteyen bunu evrim teorisiyle açıklasın. İsteyen de kapitalizmle. Arada fark var mı bilmiyorum. 





   Ne de olsa herşey sahip olma hırsıyla ilgili. Ki bu tam olarak para kesinlikle değil. İnsanlara, sevgilimiz, karımız, kocamız olarak,  metalara da zaten en doğal hakkımız olarak, bitkilere, ağaçlara, ormanlara, bardağa ve kül tablasına, yastığa ve koltuğa, kedilere ve köpeklere, ve dahi yorgan iğnesine sahip olma hırsı insanı tanımlayan. 





   Sahiplik iddia ettiğimiz herşeyin sonunda sahibi olduğumuzda doğal olarak onun kölesiyiz de. 





  Bence beter olalım. 





   Hayır burda bitmedi yazı. Sartre, 'Cehennem ötekidir' der. Oysa cehennem sahip olmaktır. 





Burda bitti.

İletişim Bilgileri


İsmet Paşa Mahallesi İnönü Caddesi
157/1 - 17010 - Merkez / Çanakkale

Bir Sorunuz mu Var
info@canakkaleburda.com

Remzi CAN


+90 286 210 0101
+90 539 342 6363

Haber Kategorileri


  Magazin
  Guncel
  Siyaset
  Ekonomi
  Spor
  Cevre
  Saglik
  Emlak
CopyRight by 2021 Çanakkale Burda, tüm hakları saklıdır.
Çanakkale Web Tasarım