Elif Çiğdem ŞAHİN
-
guneslibiryer@hotmail.com
26.05.2024
-
479 defa okundu..
Algoritma Köleliği, İhtiyaçlar Hiyerarşisi Altüst ..
ALGORİTMA KÖLELİĞİ, İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ ALTÜST
Bizim çocukluğumuzda kölelik 'Köle İsaura'dan müteşekkildi. Bir de Amerika'nın kölelik tarihinden bir dizimiz vardı: Kökler...
Biz köleliği Kunta Kinte bazında idrak etmiş bir nesiliz. Köleyi Afrika'dan Amerika'ya getirilen bir insan sanıyorduk. Bu algı bizim nesli bayağı idare etmiştir. Ya da daha doğrusu, 19. Yüzyıl kapitalizmini bize 20.Yüzyıl'da, bizim dışımızda birşeymiş gibi yutturmuşlardı.
Kölelik kavramı bizden o kadar uzak bir yaşam şekliydi ki, biz kendi ezilmişliğimizle bir bağ kuramadan bakıp durduk İsauralara, Kunta Kintelere...
Hatta bu hikayelerle uyutulduk. Bir an olsun düşünmedik biz bu hikâyenin neresindeyiz.
Meğer ama orada topyekün bir sistem kurulumunun ön gösterimi varmış...
Şöyle düşünüyorum : İki yüzyıl önce Kunta Kinte'yi Afrika'daki evinden koparıp getiren ahlak, ki biz buna Batı ahlakı diyoruz, yeterince sömüremediği yerde bize de el atacaktı elbette.
Benim en sevdiğim Avrupa kültürü de sonunda Ortadoğu olarak tanımladığı bu yerlerde küçük dokunuşları çok sever.
Sadece kendi halkı daha refah içinde yaşasın diye değil, kendi halkı işe uyandı, bari hala uyuyanlardan koparalım diye ... Öyle ya başka şansı yok.
Üfff ne kadar uzattım meseleyi gene, geleceğim yer gün gibi ortadayken...
Geldiğim yer işte şu ; Annem sen köleliğin Kunta Kinte'de kaldığını mı sanmıştın
Sanmıştın ama şu üç beş yılda, o işler değişti. Ve başka başka haller aldı.
Meğerse tek köle Kunta Kinte değilmiş, meğerse tek köle İsaura değilmiş.
O güzel günlerde biz bunları hikaye olarak izliyorduk ve bunun bir öykü olduğunu sanıyorduk. Şimdi biraz ordan burdan sosyal medyaya bulaştıysak neye bulaştığımız hakkında hiçbir fikrimiz yok..
Bilseydik bulaşmazdık zaten. Bulaştığımız şu: Gönüllü kölelik. Bizden içinde olduğumuz için bir para istemeyen platformlarda bize yönelik büyük bir organizasyon olduğunun farkında olmadığınız bir dünyanın içindeyiz.
Bu dünya bizim bütün algımızı ele geçirmiş istediğini satıyor.
Geldik mi yazının başlığına. Bizler her saniye, gerçekte otokratik bir ülkede düşünce özgürlüğünün olmadığı bir ortamda atış yaptığımızı sanarken 'algoritma' bizle ilgili herşeyi kayıt altına alıp sürekli birşeyler satıyor bize.
Öyle de olsan alıyorsun, böyle de. Ne güzel iş.
Sizler algoritmanın kölelerisiniz artık.
Ve zannediyorsunuz ki kölelik 19. Yüzyılda kaldı. En çok bu yüzden kölesiniz.
Ve gönüllü olduğunuz için kimseye dava açamazsınız.
Siz bugünün algoritma köleleri, hiçbir zaman Afrika'dan evinden zorla koparılmış bir adamın açacağı hukuk davasını açamayacaksınız...
Elinde akıllı telefonu olan herkes büyük bir alışveriş merkezinde, kimin neye ihtiyacının olduğunu Maslow bile bilmiyor.
İhtiyaçlar piramidi yerini algoritma piramidine gönüllü olarak terketmiş gitmiş..
Bakıyorum da şimdi günlük hayatımda neye ihtiyacım olduğunun önemsiz bilgisi yanında neyi izleyeceğim, dinleyeceğim gibi daha da önemsiz herşeye algoritma karar veriyor.
Büyük rahatlık...