+90 539 342 6363
 
   

  Elif Çiğdem ŞAHİN



Elif Çiğdem ŞAHİN   -   guneslibiryer@hotmail.com
01.05.2024   -   488 defa okundu..
Rutinin Ve Tokyo Tuvaletlerinin Dayanılmaz Çekiciliği..
Paylaş
RUTİNİN VE TOKYO TUVALETLERİNİN DAYANILMAZ ÇEKİCİLİĞİ

  

     'Allahım herşey o kadar mükemmelen sıradan ki, neredeyse mutluluktan ağlayacağım.'



     Aynı renkten iki koltuğu ya da aynı desenden iki kahve fincanını takım olmalarının hatırına bile kullanmaktan kaçınan birinin söyleyeceği laf değil ya.



    Yine de söyletiyorlar insana. Mükemmel Günler filminde böyle bir replik yok. Şaşırabilirsiniz ama böyle bir sahne var. Filmin kapanış sahnesi.



     WIM WENDERS'DAN MÜKEMMEL GÜNLER



    Bugün çantadan Cannes Film Festivali'nden En İyi Erkek Oyuncu Ödüllü bir film çıktı şansınıza, taze taze. Geçen yılın yapımı.



    Filmin sonunu söyledim diye üzülmeyin, izleme fırsatınız olursa da size birşey kaybettirmeyecek bu bilgi.



   Hatta bence özellikle uykusuzluk çeken huzursuz bir tipseniz her gece yatmadan bu filmi izleyin bir doz..



    Filmin kahramanı Hirayama, Japonya'nın başkenti Tokyo'da genel tuvaletleri temizliyor.



     Sabahları sokağının süpürülme sesiyle sesiyle uyanan, yatağını toplayıp, çiçekleri sulayan, kapının önündeki otomattan kahve alarak işine giden bir Tokyolu'dur kahramanımız.



    Çalışırken üstünde 'Tokyo Toilets' yazan bir iş tulumu giymekte, temizlemek için girdiği her tuvalete bal dök yala kıvamında titizlenmektedir.



   Bu arada bugüne kadar pek az merak ettiğim Tokyo şehrine sırf ve sadece kamusal alandaki tuvaletlerini görmek için bile gitmeye değermiş.



   Hatta filmin başında bu filmin Japon tuvaletlerini güzelleme için yapılmış olabileceği bile geliyor insanın aklına. Bu Almanın, yani yönetmen Wim Wenders'ın çekik gözlü hükümetle gizli bir anlaşması mı var acaba diyorum.



    Çünkü sizi temin ederim Tokyo'daki parkta, şurada buradaki bütün genel tuvaletler birer sanat eseri.



    Hele bir renkten renge giren çağdaş bir çalışma var ki bakmalara doyamadım.

Abartıyorsam ne olayım. İnsanda ölmeden gidip şu tuvaletleri dünya gözüyle görme duygusu uyandıran bir genel tuvalet cenneti.



   Haliyle kahramanımız Hirayama'nın da bu arzudaki payı büyük.



   Vardiyası bitince hergün hamama girip yıkanan, ardından bisikletle bir tur atıp, hergün akşam yemeğini yediği aynı yere gitmesini ve sonra eve dönüp uyumadan kitap okumasını hergün hergün göreceksiniz.



   Arada başka  zarif detaylar var şüphesiz. Kasetten müzik dinlemesi, bunların içinde filmin ismine ilham olan Lou Reed'in It's just a Perfect Dayyyyy şarkısının olması. 



   Ve bu adamı anlatan birçok başka zarif detay.



   Eski rulo fotoğraf filmiyle, her öğlen sandviç yediği tapınak bahçesinde, her öğlen aynı ağacı aynı açıdan çekmesi... Çektiği resimleri tatil gününde tab ettirip evinin dolabında arşivlemesi neydi yahu onun öyle...



    Hayatının bu rutinler bütünlüğünü bozan küçüklü büyüklü kişi ve olaylara tatlı bir dokunuşla müdahale edip bertaraf edişi.



    Evet evet bu filmde herşey insan hayatının rutinini kutlayıp, her minik anını bir ritüele dönüştürüp kutsuyor.



    Benim gibi yazmak ve yüzmek dışında herşeyden hemencecik sıkılan birine bu kutsallığı dayatmak zor tabii de. Yine de ben olmasam da sanırım Japon olmayan birine de mutluluktan ölecek şekilde uygulatmak kolay olmasa gerek.



   Ama tabii olsa olsa bu rutinden zevk alma durumunu bir Japon'dan sonra bir Alman anlayacaktır. Bu kültür üstüne şahane espriden sonra fakat filmin bana çağrıştırdığı başka bir şeyi de görmezden gelmeyeceğim.



    Elbette böyle bir rutin aşkı en çok kapitalizmin işine gelecektir. Hani işte çarklarını böyle kendinden hoşnut bir pürüzsüzlükle döndüren 10 adam olsa elinde o kapitalizm var ya nelere kadir olur.



   Öte yandan tabii bu film belki de yalnızca Japonya'da çekilebilirdi, Allahım o yollar, o düzen, tıkır tıkır akan o trafik, arabalar arasında cetvelle ölçülmüş gibi mesafeler..Olmasa bu rutin bu mükemmelliğe zaten ulaşamazdı.



   Mesela İstanbul'da çekilseydi bu film, Mükemmel Günler gözümüze o kadar mükemmel görünmeyecekti kesinlikle.



   Ne düzen, ne trafik, ne sıradanlık, ne rutin, ne de zarafet bakımından...

İletişim Bilgileri


İsmet Paşa Mahallesi İnönü Caddesi
157/1 - 17010 - Merkez / Çanakkale

Bir Sorunuz mu Var
info@canakkaleburda.com

Remzi CAN


+90 286 210 0101
+90 539 342 6363

Haber Kategorileri


  Magazin
  Guncel
  Siyaset
  Ekonomi
  Spor
  Cevre
  Saglik
  Emlak
CopyRight by 2021 Çanakkale Burda, tüm hakları saklıdır.
Çanakkale Web Tasarım