Meşhur bir söz vardır. Körün gözü açılınca ilk bastonunu atarmış derler. Artık kör olmayan birinin bastona ihtiyacı olmadığı halde o bastonu atmasının nesi yanlış Körlüğü tedavi edecek olan doktor; bastonun yasamda karşılığı kalmayacak diye o tedaviyi yapmasın mı Hayatın değişimi değişmeyecek tek gerçektir. Gelişim ve ilerleme sürekli olması gereken bir yasam gerçeği. Sorun bu gelişimin olmaması.
Bastondan devam edelim. İnsanlar birbirlerinin hayatlarında hep varlar. Kimi baston, kimi ayakkabı, kimi dost olarak. En üzüntü verende zamanında size ayakkabı, hatta baston gibi davrananların sizin iyileşmenizi kabullenemiyor olması. Ve garip olanı da hayatlarında bulunan ya da etrafında olan insanlara ayakkabı veya bastonmuş gibi davranıp, “ben sana onu yaptım, bunu yaptım, senin gelişmene şöyle katkı sağladım” gibi cümleler sarf ederek kendini haklı görmeye çalışmalarını. Peki bunları niye yaptın
Cevap: Kendinizce destek sağladığınız Peki bu insanlara siz destek verdiniz diye sizin köleniz mi olmalılar Size saygı ve hürmet göstermelerinin, minnetlerinin karşılığını ömür boyu mu göstermeliler Nedir bu beklenti anlamış değilim.
Bilenin bilmeyene borcu vardır. Bu bir yaşam şekli olmalı. Ölene kadar öğrenmeli, öğrendiklerini yaşama katmalı. Eğitimi hem kişisel hem de çevresel boyutta ömür boyu sürmeli. Eğer birinin gelişimine hasbel kader katkı sağladıysanız bu karşıdakinin aciz olduğu anlamına gelmez. O zaman demezler mi adama dün öğrenirken siz de aciz değil miydiniz Size bu desteği verenlere nasıl davrandınız da bugün insanlara aciz diye biliyorsunuz Ne ile ölçtünüz Bozuk mental sağlığınızla neyi, hangi kriterlerle değerlendirdiniz Camdan evde oturuyorsanız başkasının penceresine taş atamayı öğretmedi mi sizi yetiştirenler Yoksa insanüstü müsünüz, nesiniz, kimsiniz Nereden geldiniz ama nereye gidiyorsunuz
Yumurta uygun ortamda tutulursa içinden hayat çıkar. Dışarıdan kırılırsa ziyan olur. Yumurtaya uygun ortamı verdiniz diye içinden çıkan kartal uçmasın, kendi hayat döngüsüne gitmesin mi yani Ya da bu fikri savunanlar yumurtaya ihtiyacı olan ortamı verdiniz diye yahut köre bir baston yapıp verdiniz diye körün ya da yumurtadan çıkanın size bağımlı olmasını mı bekliyorsunuz Ne karışık duruyor değil mi Oysa ne kadar basit ve sade. Çünkü olmaması gereken yerde olan her şey pisliktir. (Bu da başka bir yazı konusu) Baston bir körün elindeyse doğru yerdedir. Ama ihtiyaç duyulmayan bir yerde ise mesela köşelerde, arkalarda, çatı katlarında, depolarda belki oralarda kendine bir yer bulur. Buda oralarda ziyan olacağı, karanlık bir kösede kendi döngüsü içinde ziyan olacağı anlamına gelir. Üzerini örümcekler kaplar, yıpranır ve zamanla kullanılamaz hale gelir.
Ana fikir şudur ki: Baston örneğini veren birisini ne zaman görsem, mental olarak kendini birilerine bastonmuş gibi sunan birey olmaktan, öğrenmekten ve öğretmekten zerre anlamayan, kocaman bir ego düşünürüm. Bu ego kendini Kaf dağında başkalarını karınca yuvasında görmekten ibarettir bence. Bu sözün savunucuların meramını nedir Körler görmesin mi Yaşama katılmasın mı Peki o zaman fikir ve bireysel gelişime saygı nasıl duyulur
İnsanlar özün değişimi dışında bir şeye odaklanırsa üretkenliğini, bireyselliğini yitirir. Ancak ve sadece bulunduğu yerlere bağlı kalır ve onların talimatlarıyla yaşar. Vakti geldiğinde gitmeyi bilmekte gerekli. Uyum sağlamak oraya ait olduğun anlama gelmez. Değerinin bilinmediği, ihtiyaçların karşılıklı olmadığı her yer külfetten ibarettir.