Murat Türkeş
-
muratturkes@hotmail.com
28.06.2021
-
991 defa okundu..
GÜVERCİN..
BUGÜN SİZLERE İNSANIN CANLI TÜRLERİNİ NASIL VE HANGİ BOYUTLARDA YOK ETTİĞİNE İLİŞKİN ACI BİR OLAY ANLATMAK İSTİYORUM:
Bir zamanlar örneğin 17. ve 18 yüzyıllarda Kuzey Amerika'da yolcu ya da yaban güvercini (Latincesi: Ectopistes migratorius) adı verilen ve Kuzeye Amerika'ya özgü bir güvercin türü yaşıyordu. Bu yabani güvercinin o zamanlardaki nüfusunun milyonlarca (hatta birkaç milyar) olduğu kabul ediliyor.
O zamanlarda oluşturdukları büyük sürülerin bir uçtan bir uca kilometrelerce (onlarca kilometre) uzadığı ve bir yerden geçerlerken kalın bir bulut gibi Güneş ışınlarını keserek havanın saatlerce kararmasına yol açtığı gözleniyormuş.
18. ve 19. yüzyıllarda ormansızlaşma ve arazi kullanımı değişiklikleri (tarım alanlarının ve etkinliklerinin artması), yaşam alanlarının kaybı ve insanlar tarafından çok aşırı avlanmaları sonucunda (TOPLU FOTOĞRAF) bu güvercin türünün 19. yüzyılın sonunda soyu tükeniyor (yok oluyorlar).
Doğrulanan bilgilere göre, son yaban güvercinin 1901 yılında vurularak öldürülüyor. Yakalanıp beslenen bazı bireyler 20. yüzyılın hemen başında bir süre daha varlıklarını sürdürmüş... Kayıtlara göre, Kuzey Amerika'daki bilinen son güvercin Martha (RESİM ya da FOTODAKİ TEK GÜVERCİN) adı verilen dişi bir bireydi ve 1 Eylül 1914 yılında Cincinnati Hayvanat Bahçesinde olasılıkla yaşlılıktan öldü.
Bir zamanlar Kuzey Amerika Anakarası'nda sayıları milyarlara ulaşmış bir güvercin türünden günümüze Yerküre'de bir tane bile kalmamış olması, insan kaynaklı (antropojen) yok oluşun (türlerin insan etkisi ve çeşitli insan etkinleri nedeniyle soylarının tükenmesi) çok acı bir örneğidir.
Bu yüzden, yaşadığımız şu günlerde ve COVID-19 sonrasında, insanın doğaya ve canlı türlerine (biyoçeşitlilik) yaptıklarını daha çok yazıp konuşmalıyız.